23 Ekim 2014 Perşembe

-5

 Ağlayamadığım her şey için, herkes için, her damla için bir sigara daha. Kalbim yoruldu artık biliyo musun? Tutunmaya dalım kalmamış gibi hissediyorum. Ama eğer öldürürsem kendimi, kolaya kaçmak olur sanki. Pes etmek olur bu. Pes etmeyi sevmiyorum. Nereye kadar dayanabilirim inan sevgilim, ben de bilmiyorum. Şarkılarda, şiirlerde arıyorum hem seni hem kendimi hem de tutunmak için bir dal. Bir umut, bir sevinç.
  Hayatımın sana en  ihtiyaç duyduğum kısmındayım şimdi. Sen yoksun ve ben başetmeye çalışıyorum hem yokluğunla hem yalnızlığımla. Sarılmadın bana, ben de sarılamıyorum kendime. Girdiğim her sokak çıkmıyor hiçbir yere ve ben o çıkmaz sokaklarda kayboluyorum şimdi. Geriye birkaç saati kalan bir kelebek gibi, sonbaharda ağaçlardan yere düşen bir yaprak gibi savruluyorum ordan oraya. Ölüyorum sevgilim. Her gün, her dakika yavaş yavaş. Göğüs geremiyorum zorluklara. Kaybediyorum kendimi. Biz zorduk. Sen gitmek istedin. Gittin. Ben senden sonra adım bile atamadım. Şimdi ne kendime güvenim kaldı ne de yarın mutlu uyanacağıma inancım. Aklıma gelmeyecek güzellikteydi seninle her şey. Giderken aklımı da götürdün. Hiçbir şeyi doğru düzgün düşünemiyorum şimdi. 
  Hiçbir şeyi sevemiyorum adam akıllı. Aslında nerede olduğumu, naptığımı ben de bilmiyorum. Yapacak hiçbir şey yoktu. Bende hiçbir şey yapamadım. Senden sonra ne fırtınalar çıktı bende. Durduramadım. Bir kış gecesiydi seninle başlayan. Ben senden sonra ilkbaharı bile yaşamadım. Ben hâlâ o kıştayım. Tek başımayım, üşüyorum. Tekrar gel bana. Geldiğinde güneş açsın artık içimde. Güneş yoksa bile, bir kış gecesi seninle üşümeye bile razıyım. 
Belki bir gün mutlaka.

22 Ekim 2014 Çarşamba

-6

   Kendimi yeni şeylere kapatmaya çalıştım. Yeni insanlara, yeni mekanlara. Hep yalnız başıma aynı yerlere gittim. Aynı şeyleri yedim, içtim. Sigaramı bile değiştirmedim. Hep aynı birayı içtim. Çünkü yeni şeyler alışmak demekti. Ve alışmak kaybetmekti. Ben birini kaybedince kendimi de kaybediyorum. Toparlanmam uzun sürüyor. Aşmaya çalıştım bunu. Alıştığım insanları da kaybettim. Alıştığım yerlere gitmeyi de bıraktım. İnsan her şeye alışıyor -muş. Artık öyle değilim. Çoğu zaman yine aynı yerlere gidiyorum ama.
   Uzun zamandır kendimi bu kadar derinde hissetmemiştim. Sana da oluyor mu bilmiyorum, içim kapkaranlık oluyor bazen. Ve ben o karanlıktan korkuyorum. 
   Ben hâlâ bilmediğim bir şeyi özlüyorum. Hayat devam ediyor ben sadece rüzgarda savruluyorum. Mutlu değilim ama mutsuz olmaktan da şikayetçi değilim artık. 
   Bazen sadece oturup boş duvara bakmak istiyorum. Yoruluyorum çok. Ya da sadece yazı yazmak, sigara içmek, ağlamak. Ağlama yetilerimi kaybettim zaten. 
   Birini veya bir şeyi umursamıyor ya da unutmuş gibi davranmak çok zor. Hayatıma devam ediyormuşum gibi, umursamıyormuşum gibi, mutluymuşum gibi ama eksiğim. Senden sonra ne kalbim ısındı, ne ellerim.
   Kendimi yakılmış ve kültablasına konmuş bir sigara gibi hissediyorum. Biri için yanıyorum ama o beni çoktan unutmuş. 
   Başa çıkabilirim sandım. Pek yapamadım, elime yüzüme bulaştı her şey. Şimdi dışım da içim kadar karardı. Kapağı açık bir pilot kalemim ben şimdi, tükeniyorum ama bitmiyorum. Öyle bi yerdeyim ki, kendim dahil kendimi çıkaramıyorum burdan. Seni de çekmeye hakkım yoktu. O yüzden gittim senden. 
   Umut bir insanı öldürebilir -miş. Birini ne kadar bekleyebilirsin? Ne kadar sevebilirsin? Bıkmadan, usanmadan. Her gün daha da kanayarak. Kimseye anlatmadan. Sadece yazarak, okuyarak, düşünerek. Her gün kanayan yarana tuz dökerek. Ben sadece böyle durup ''bana ne yaptın?'' diyebiliyorum.
 ''Defalarca diktim o küçük ellerinle açtığın ve sızlayan bütün yaralarımı.'' 
Niye dönmedi bilmiyorum. Daha ne kadar beklemem gerekiyor bilmiyorum. O mutlu olsun diye daha ne kadar mutsuz olmam gerekiyor bilmiyorum. 
  Senden sonra kimseyi senin kadar sevmedim. Eğer sevseydim sana ihanet etmiş olur muydum? İnsanlara bazen senin adınla sesleniyorum. İstemsiz olarak. Ve bana normal bi şeymiş gibi geliyor. Galiba konuştuğum herkesi sen sanıyorum. 
İzlerin hâlâ bileklerimde, unutmadım seni. Sen yoksun diye her gece üstüm açık uyuyorum.
Şimdi farklı şehirlerde farklı insanları özlüyoruz ve ölüyoruz. 
üzülme ama, ne kadar iyi olabilirsem o kadar çok iyiyim.
Belki bir gün mutlaka.