Hayatımın sana en ihtiyaç duyduğum kısmındayım şimdi. Sen yoksun ve ben başetmeye çalışıyorum hem yokluğunla hem yalnızlığımla. Sarılmadın bana, ben de sarılamıyorum kendime. Girdiğim her sokak çıkmıyor hiçbir yere ve ben o çıkmaz sokaklarda kayboluyorum şimdi. Geriye birkaç saati kalan bir kelebek gibi, sonbaharda ağaçlardan yere düşen bir yaprak gibi savruluyorum ordan oraya. Ölüyorum sevgilim. Her gün, her dakika yavaş yavaş. Göğüs geremiyorum zorluklara. Kaybediyorum kendimi. Biz zorduk. Sen gitmek istedin. Gittin. Ben senden sonra adım bile atamadım. Şimdi ne kendime güvenim kaldı ne de yarın mutlu uyanacağıma inancım. Aklıma gelmeyecek güzellikteydi seninle her şey. Giderken aklımı da götürdün. Hiçbir şeyi doğru düzgün düşünemiyorum şimdi.
Hiçbir şeyi sevemiyorum adam akıllı. Aslında nerede olduğumu, naptığımı ben de bilmiyorum. Yapacak hiçbir şey yoktu. Bende hiçbir şey yapamadım. Senden sonra ne fırtınalar çıktı bende. Durduramadım. Bir kış gecesiydi seninle başlayan. Ben senden sonra ilkbaharı bile yaşamadım. Ben hâlâ o kıştayım. Tek başımayım, üşüyorum. Tekrar gel bana. Geldiğinde güneş açsın artık içimde. Güneş yoksa bile, bir kış gecesi seninle üşümeye bile razıyım.
Belki bir gün mutlaka.