ne kadar dipte olduğunu düşünme fırsatı buldun mu hiç?
sanki hiç bitmeyen bir tren yolculuğu yapıyormuşcasına, neler döndüğünü anlamak için etrafına aval aval baktın mı?
sanki hayat çok uzunmuşcasına, günlerini boşa harcayan insanların yüzündeki umursamazlığı gördün mü?
ben gördüm.
hep derdim ya sana, ''hayat kısa takma kafana'' diye.
bunu bilen sadece benmişim gibi hissediyorum.
şimdi soruyorum sana, insanlar neden bu kadar düşüncesiz, savurgan?
cevap verme bu soruma.
sormamış gibi yapıyorum bende.
-
her şey yoluna girdiğinde nasıl da bocalamıştık birlikte
bilmiyorum, hatırlıyor musun?
o kadar alışmışız ki, hayatımızda gerçekten kafaya takılması gereken şeyler yaşamaya
onlarsız eksik hissediyorduk.
o yüzdendi, kendimize dert aramalarımız.
ama inan bana, dert ararsan çok var
mutluluk da çok var aslında.
görmek istersen.
-
eğer kafanı kaldırıp yukarı bakarsan,
gökyüzünü görebilirsin.
-
sigara dumanlarından klavyeyi göremiyorum,
bir imla hatası yaptıysam affet beni.
-
bana geri döndüğün için teşekkür etmek isterim sana.
sen yokken sana çok şey söyledim.
o yüzden diyecek bir şey bulmakta zorlanıyorum aslında.
-
çok şiir var
benden sana,
senden bana.
-
her istediğimizi göremiyoruz belki
o yüzden var kafamızın içi.
''istersen beni orada bulursun'' demiştim sana.
bak, nasıl da buldun beni.
saklandığım yerden yine çıkardın beni.
çok da önemli değil aslında saklanıyor olmam.
ben saklandığım delikten çıkmak için sebep aramıyorum,
elinle koymuş gibi buluyorsun zaten beni.
bana kalan tek şey, elini tutup çıkmak oluyor ordan.
-
yaraların var biliyorum.
inan bana, benim de var.
ama sana bunları anlatamam.
ama sen anlatırsan dinlerim.
-
sesini de özledim aslında.
ama aramak zorunda değilsin.
adını söylediğimde, hiç söylemediğin şeyler fısıldıyorsun kulağıma.
büyük ihtimalle, hiç de söylemeyeceğin şeyler.
-
sen yokken, bir filmin başrollerini paylaştık seninle.
gişe rekorları kırdı.
senaristi bendim.
imdb'den tam puan aldık.
film eleştirmenleri çok sevdi filmi.
izleyiciler devam filmi bekliyor.
istersen 2. filmi çekelim.
ben çok isterim.
-
kızma bana.
ben sana kızmıyorum.
affettim seni.
-
vardır elbet böyle olmasının da bir sebebi.
söylemiştim sana, ''elbet bir gün daha güçlü temelimiz olacak.''
artık her ne dökülüyorsa bir inşaatın temeline,
bizde ondan çok var şimdi.
-
bir hikayeyi bir inşaata benzetmek ne kadar normal, bilmiyorum.
bu hikaye, başka neye benzetilebilir bilmiyorum.
ben nasıl sürekli yıkıp döküp yeniden inşa etmek istiyorum, onu da bilmiyorum.
galiba bu inşaatı tamamladığımda, buraya yerleşeceğim.
-
yani anlayamayacağın çok şey var bende.
anlaşılmak istemiyorumdur belki, onu ben de anlamadım.
ama sen çok sorgulama.
kafayı yersin benimle.
-
seni seviyorum.
bir plazanın temelini yanlış attığımı, 25. katta farkedip
yıkıp tekrar inşa etmeye başlamak gibi seviyorum seni.
ve biliyorum bu hiç kolay değil, olmasın da zaten.
ne zorluklar atlattık, bu koymaz bize.
-
öpüyorum saçlarından.
5 Şubat 2016 Cuma
2 Şubat 2016 Salı
6
masayla aramda bir kol uzaklığı kadar mesafe var
masanın üzerinde kahvem ve sigaram var
ama onlara uzanmaya hiç gücüm yok.
-
bazen bazı şeyler o kadar acıtır, o kadar kırar ki
üzerinden istersen trilyon zaman geçsin
acı yine aynı acı
-
hiç olmayacak şeyleri oldurtmaya çalışmak üzerine kurulu hayatımı sona erdiriyorum şimdi.
sırada, ne olursa olsun pek de umurumda olmayacak yıllar var.
-
öyle bir acı ki bu, ne bir kremle ne de zamanla geçmiyor.
yıllardır deniyorum dinsin ağrım diye,
ama yine gecenin 4ünde küçük bir kız çocuğu gibi aynı şeye ağlıyorum.
-
çocukluğumdan kalan bir tek ben varım
bir de birkaç fotoğraf.
bazı anıları ölümsüzleştirmemek daha iyi sanırım.
-
bilincimi kaybetsem de anlat deseler anlatacağım şeyler o kadar stabil ki,
sadece o stabilliği yaşamaya gelmişim gibi hissediyorum bazen.
-
uzun zamandır aynaya bakmıyorum.
bakarsam, kaybettiğimi anlarım.
bakarsam, kaybederim.
-
kurduğum kırık dökük cümlelerimi anlamak için uğraş vermenize hiç gerek yok.
zira ben de cümlelerimi yitiriyorum artık.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)