21 Temmuz 2019 Pazar

ayna

acıya duvar olamadım. yuva oldum bu sefer. acı da benim yuvam oldu. dört duvar arasında kafayı yiyeceğim. belki gerçekten oraya ait olurum. tanımıyorum bu insanı, çok yabancı. bu ben değilim. yoksa en başından beri acaba ben miydim? saçları uzamış, suratı biraz çökmüş, gözlerinin altı mosmor, neden? burada saçlarımı ancak pencere yansımasından düzeltebiliyorum. ben bu hale nasıl geldim? kaç kere geçtim, o yollardan da, bu yaraların üzerinden de. nasıl da yavan akıyor. kendi kanımda boğulduğumu biliyorum, azaltmaya çalıştıkça daha çok azalsın istedim. kendi zehrimle ölüyorum. ince bir ipin üzerindeydim. pencereye yansıyan yüzüme baktım, nasıl da ben değilim. nasıl da gülmeyi beceremiyorum bu aralar. yüzüm, o şekli almıyor. gülümsemek, bende emanet duruyor. bir şeyler akıyor, sürekli. içimden,dışımdan ve gözümün önünden sürekli bir şeyler akıyor, ben dur gibiyim. bir daha ne zaman görürüm bilemediğim için, her yere bakmaya çalışıyorum. sonmuş gibi eğlenmeye çalışıyorum. herkes kahkaha atarken ben yalandan gülmeye çalışıyorum. çok yıkıldım evet ama bu en zoruydu. bazen iyi geliyor gibi hissediyorum ama dört duvar arasında daha çok delirdiğimi de biliyorum. dışarısı delirmiş onu anladım ama biz burada çok normaliz. şu an nasıl duruyorum acaba, saçım iyi mi, en basitinden mesela, dişimde bi şey kalmış mı?

27 Mayıs 2019 Pazartesi

kaçtığım(n)

herkes o kadar susuyor ki,
sessizlik bir çığ oldu,
üzerime düşüyor.
altında mı kaldım?
tüylerimi kopardılar.
o güzel, hayat dolu bakışlarımı çaldılar.
yazık mı oldu?
hadi gel sen söyle.
milyonlarca dakika geçti,
ben sustukça, içim dışıma kustu.
kalabalıklarımı kaybettim,
ayyaş bir şekilde dolanıyorum hayatın sokaklarında.
saat geç mi oldu?
herkes çok çirkin bakıyormuş,
ben sana bakarken farketmemişim.
ıssız bir adada uyanıyorum her sabah
ve elim ilk önce sigaraya gidiyor. 
çakmağımı nereye koymuştum?
bazen ağrıyor,
kanırtarak öksürtüyor,
çıkmaya çalışıyor belli ki,
ama olmaz!
bu sabah ilacımı aldım mı?
yol yok, alıştık bir kere
niyet zaten yok ortada,
çıkmazlardan çıkmaz beğendim,
bulamadı kimse, tuhaf.
duymuyorlar.
artık yapacağım bir şey yok,
içince en fazla ağlayıp, kendimle konuşuyorum.
içim geçiyor bazen,
duvarların içinden.
bir ben aşamadım,
ördüğüm duvarları.
aşmaklı ve biraz da yağmaklı
günlerim, geceye dönüyor.
güneş doğunca, ay ışığı sanıyorum.
ışıkları kim kapattı?
o halılar, ah o halılar!
geçenlerde süpürmeye çalıştım da,
nasıl toza dumana katıldı her şey.
her nefesim orda, yarım kalmış da,
benden eksilenler nasıl da oradaymış.
dur demiştin de, durmamıştı hani, o oradaymış.
buradayım demiştin de, o da ilave olmuştu ya hani,
o da oradaymış.
sevmiyorum demiştin de, uğraştırmıştı ya, o da.
o öyle değil demiştin, onun öylesi de oradaymış.
ilk kez kırılmıştı ya kalbin, o parçalar da oradaydı.
kaçtığın, yandığın ne varsa hepsi hala oradaydı.
kendine baksan, beni de görürsün.
benzerliklerimizden tanıdım ve o bakıştan bilirim.
korktum mu biraz?
kendimle aynalarda karşılaşmak isterdim,
halılardan evvel.
e ama artık yeter,
kaldırıyorum halıları.

12 Mayıs 2019 Pazar

detay

“bu kadar kolay değil” dedim
baktı yüzüme.
o an, o kadar kolay gibiydi.
ama gibilere doymuştum.
dalgalarım durulmuş,
ben yeniden doğmuştum.
sevinirdi, bir başkası olsaydı.
bir sürü şey olası bir ihtimalden ibaretti.
kafamda kimsenin duymadığı, bilmediği melodiler çaldı, durdu.
günlerce, haftalarca dinledim.
sözler yazdım, uydu.
heveslendim ama sustum.
işaretleri görmedim.
güzel şeylere baktım.
meğer, her şey ne kadar blurmuş.
yolu buldum,
gidiyorum.
bir rüzgar esti,
üşütmedim.
saklamadım kendimi,
alkışlamadım da.
hatrı vardı, sayılmamış olabilir.
bir iki öksürünce geçti, acısı ciğerlerin.
-
kendine kızmıştın bazen,
naza çekip, küstün kendine.
mantıksızdı, dinlemek zorundaydın.
dinlenmek yetersizse, susmak zorundaydın.
her şeye susarsın bazen ama içine darılamazsın.
daralırsın, azalırsın zaman zaman
işte o zaman duyacaksın bu şarkıyı,
hiç çalmayacak başka kulaklara.
şaşırabilirsin ama,
bu şarkıya da küsemezsin.
-
travmalarla dolu bir odadayım.
yaşandı bitti, farklı yolları seçti,
geçti gitti.
burası büyüttü.
büyük resimse eğer bakılması gereken,
o resim burada çizildi.
gerçekten bakıldığında detaylarına,
ben çok beğendim.
-
izin veriyorum,
öldür beni.
kalabalıklar arasında,
öldür beni.
ister vur, ister kır, ister parçala
daha fazla ayrılamam parçalara.
yağmur yağdıkça,
canım artıyor.

27 Ocak 2019 Pazar

çıt.

gitmek, gidene kolay mı? 
ben bu işten hiç anlayamadım.
bir sabah, bir şehrin nüfusu bir önceki sabahla aynı olmadı.
içimde yıkılan şeylerin seslerini duymamak için kulaklarımı tıkıyor ve avazım çıktığı kadar bağırıyorum.
kimse durduramaz, kimse susturamaz.
ve kimse duyamaz.
altını çizdiğim cümleler, uyutmuyor geceleri.
ben onları tanımıyorum, onlar beni tanıdığını sanıyor.
kelimelere küsmeyi de beceremiyorum.
kendime küsüyorum sonra hep beraber dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz.
kurduğum herhangi bir cümle, söylediğim herhangi bir kelime asla ruhumu yansıtamıyor.
boşuna heyecanlandık.
belki de boşuna yaşadık,
boşu boşuna sustuk,
boşu boşuna uyumadık.
-
uzun zamandır susmuyorum.
uzun zamandır gitmiyorum.
kalıyor muyum?
kalır mıyım?
ben ne kadarım ki?
ne kadar kaldım?
-
rendelendim,
eksildim,
bayatladım,
belki çürümeye yüz tuttum,
ama sustum.
-
sustum, çünkü şehrin nüfusu daha da eksildi şimdi.
aldığım nefesler, anlamsızlığı kutsamış 
ve kendilerine adamışlar.
onlar bile.
ben bir anlam bulup, kendime yamadığımda,
bana hiç yakışmadı.
sorun değil, yakışsa zaten sevmezdim.
-
uçak moduna almak istiyorum kendimi.
durmadan sigara içip, yerlerde sürünmek.
söylemiştim,
usulca, değmeden, çarpmadan aranızdan geçip gideceğim.
esas ses, benden sonra yankılanacak.
-eğer duyarsanız-