30 Mart 2020 Pazartesi

Çiçek,

Tütünden sararmış ellerimi sevmeye başladım. Sen olsaydın her şey çok daha kolay olurdu. İçimin de içine kapandım artık. Sisten hiçbir şey göremiyorum. Bana bıraktığın her şeyden nefret ediyorum. Sesim eskisi gibi çıkmıyor. Yoruluyorum. Bir o kadar da dünyanın tepesine çıkıp, avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum. N’olur elimi tut artık, yoruldum kolumu bedenimden ayırıp götüren herkesten. Bu yağmur artık hiçbir şeyi temizlemiyor. Ne kadar yıkansam da, o leke çıkmıyor. Artık hiçbir şeyi geri alamam. Bunu bilmek her sabah kafama silah dayıyor. 
Benim nefesim sana bitmemişti. Sen bu kalpte hep bir sancısın. Kollarım nasıl da saramadı seni? Nasıl da kaldım böyle, seninle ortada. Aşkım nasıl da iyileştiremedi seni. Karşına geçip, konuşmak istiyorum. Seni o kadar çok özlüyorum ki. Ben şimdi bundan sonra nasıl? Senin olmaman, seni sevmeyeceğim anlamına gelmiyor. Hiçbir zaman da o anlama gelmedi. Aynaya bakınca seni de görüyorum. Sen benim bir parçamsın. Bu her zaman böyleydi, her zaman da böyle olacak.
Kahkahan yankılanıyor kulaklarımda. O kadar şanslıyım ki, o kahkahayı binlerce kez duyabildiğim için. Sana sarılıp ağlayabildiğim için. Telefonun her zaman diğer ucunda olduğun için. Bana o kadar çok şey bıraktın ki -hepsinden nefret etmiyorum- hep bir ağızdan söylüyoruz.
Sana olan hasretim hiç dinmeyecek, gözyaşlarım gibi. Sana sevgim hiç bitmeyecek. Bu acı bitecek mi, yemin ediyorum bilmiyorum. Sensiz yaşamaya alışmak istemiyorum en çok buna alışmaktan korkuyorum. Sensiz oluşum, bana bunu hiç öğretmedi.
Sen beni, kendimi tanıyamadığım her anımdan öpmüştün. Bunu gözardı edemiyorum. En karanlık anımda, ışığın nerede olduğunu söylemiştin. En aydınlık halimde, beraber takmıştık gözlükleri, gözlerimiz kamaşmasın diye. Senin ışığın da yansıyordu ve daha da parlak oluyorduk. En deli halimde, giydirmedin gömleği, bağlamadın ellerimi. Katlanılmaz hale geldiğinde, ilaçlarımı sen verdin. Yürümeyi unutmuşken ben hayatta, benimle emekledin. Tekrar ayaklarımın üstüne, uzattığın o güzel elini tutarak bastım. Şimdi bu aşkı tek başıma yaşıyorum ama merak etme hayatta kalıyorum. Genç çağımda, en deli yaşlarımda ihtiyacım olan o insana dönüştüm. Seninle beraber. Güzelleştim, büyüdüm, kendime baktım. N’olur sen dikkat et, paraşütün açılsın. 

Ve sen çiçek, solamayacak kadar güzelsin.

10 Mart 2020 Salı

bir yaprak düşmüş.

Bir yaprak düşmüş.
Ben sana veda edemem diye düşünürken, senin bana veda ettiğini öğrendim 3 saat önce. Hayatımda bu kadar mahvolduğumu hatırlamıyorum. Bu dünyadan, bana kırgın ayrıldığına inanamıyorum. Bir yerlerde hayatını devam ettiriyor olduğunu bilmek, beni yaşatıyordu. Sensiz kaç sabaha uyanmışım, kaç geceye uyumuşum. Hepsini 3 saat önce öğrendim. Ağustosu bana zehir ettin. Ağacını mı beğenmedin, neden düştün yaprak? Ben sana veda edemem. Etmeyeceğim. N’olur beni buna zorlama. Kavuşacağımızı biliyordum bir gün, bambaşka bir alemde olacağını hesaba katmamıştım. Her şeyi sana anlatmak için biriktirmiştim. Şimdi duvarlarla mı konuşayım?
Ben senin sonbaharda üzerine basamam yaprak! Seni son görüşüm olduğunu bilseydim.. keşke bilseydim! Ben seni nasıl uğurlarım? Ben sana hiç veda etmedim. Evden çıkarken de, sen giderken de. Ben, sana vedaları hiç yakıştırmıyorum.
Herkes kaçıkmış. Bu yüzden mi kaçtın? Galaksi değiştirmen şart mıydı?
Fotoğrafların sesini duyuyorum ya da ben de gerçekten keçileri kaçırıyorum. Sesin kulağımda yankılanıyor. Biliyorum, hayaletin çöktü üzerime. Artık hep sesini duyacağım. En çok kahkahanı duyuyorum. Hala beni güldürebiliyorsun.
Pişmanım. Keşke sana o sözleri söylemeseydim. Kızgınım. Neden? Bencilim. Bana bunu nasıl yaparsın?
Senden sonra fal tutmaya devam ettim. Seni üzenlerden nefret ettim. Umduğumuz gibi olmadığı için hayata küfrettim. Benim en iyi halim buydu ve bunu görmeliydin. Sen nasıl gidersin?
Hakkında merak ettiğim o kadar çok şey var ki, mesela müzik zevkin değişmiş miydi? Albert Camus okumaya devam ettin mi? Freud’la ilgili düşüncelerin değişti mi?
Bana neden sadece sorular bıraktın? Birkaç not, vasiyet niyetineymiş.
Sen hiçbir yere ait olamayanları iyi tanırdın, her yere aitmiş gibi davranırlardı. Beni de bu yüzden iyi tanıyordun. Sen de sanırım ait olduğun yere döndün. Özür dilemeyeceğim, gidişini kabullenmemi bekleme benden. 
Karıştığım her şeyi de alıp götürmüşsün. Arada rüzgar ol, yüzüme es. Kendini hatırlat. Sanki seni unutacakmışım gibi.
Bana senden hatıra olarak beni bıraktın. İçin rahat olsun. Bu, hatıra kutumda seni hatırlatan birçok anı var demek.
Seni çok seviyorum yaprak.