kaybettiğim şeyleri geride bıraktım artık. hiç sahip olamayacağım şeyleri de kabullendim. sadece birkaç soru var arada yokluyor. bildiğim bazı şeylerin peşindeyim emin olmak için. bilmediğim şeyleri de bilmeye meyilliyim. bu yüzden hep elim ayağım birbirine dolanıyor ya zaten. beni aşağı çeken şeylerden kurtulmaktan korkuyor olabilirim, çünkü çok yüksekte olmaya alışamadım.
gittiğim her yere küçük dünyamı kurabilmeyi lüks sanıyordum, değilmiş. kafamda oluşturduğum yer, dışarısından daha güzel bu yüzdendir kendi evimi her yere taşımam, bu yüzdendir evcimen oluşum. ben en iyi kendime ait olabilirim, daha iyisini kabullenmekte bile zorlanıyorum.artık seninle olan bu bağdan rahatsız oluyor gibiyim. hep merak ettiklerimle beni bırakıyorsun, bu yol hep uçuruma çıkıyor. ben havada süzülmek istediğimden emin değilim. hangi sözün gerçek, hangi anda dürüsttün bana bilmiyorum. her şeyi bu kadar zorlaştırmandan, her şeyi ve her yeri birbirine katıyor oluşundan yoruldum. olur da bir gün bana gerçekten dürüst olursun diye beklemek istemiyorum artık ama ihtiyacım olan tek şey, seninle dürüst ve gerçek bir konuşma. onca konuşmaların arasından bir tanesi bile gerçek gelmiyor. her şeyi bulanıklaştırmayı kim seçti?
yolların birbirine çıkması bir lütuf mu, değil mi bilmiyorum. kendi yağımızda kavrulurken ne gerek var ki, ateşi harlamaya? sönmedi mi o ateş? küllerini bile saçtık bütün şehre. saçmadık mı, cevap ver.
söylediklerime kulak assaydın biraz olsun, sana ne dediğimi biliyor olurdun. işte bu bizim eserimiz. her şeyi birbirine kattık, ne toz kaldı ne duman. her şey şimdi bir sisin arkasında kalırken, hala aramızdaki o karanlık bağ ile uğraşıyoruz. uçamadık, kaçamadık da. hala yollarımız kesişiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder