Yüzün siliniyor. Fotoğraflarına bakıyorum, tazelemek içi hafızamı. Sesini unutuyor gibi oluyorum, sessizlikte seninle konuşuyorum.
Bütün bu yolları tek başıma yürürken nasıl sıkılıyorum. Başardığım ya da altında kaldığım onca şeyi sana anlatmak istiyorum. Yürüdüğün yolların taşlarını bana anlatmanı özlüyorum.
Birlikteyken hayatın daha az kırıcı olmasını özlüyorum. O her şeyi halledebileceğimizi hissettiğimiz tuhaf hissi birbirimize zerk etmemizi, olabilecekken olamayan şeylerin aramızdan geçip gitmesini ama bizi terk etmemesini seviyorum.
Tütün kokan sokakların, arnavut kaldırımlarında birbirimizi severken her şeyin mümkün olabileceğini, bizim de mutluluğu hakettiğimizi bildiğimiz zamanları özlüyorum. Zaman onları da mı silip attı? Yoksa biz miydik her şeyi silip atan, artık gerçekten bilmiyorum. Hiçbir sorumun cevabı yok, geceleri başımı yastığa değil, cevapsız sorularıma koyuyorum. Biraz şefkatliler artık, iyi kötü bir şekilde uyuyorum.
Eskiden hiç susmadan konuştuğum kulakları özlüyorum. Bu sefer sağlam olacak diye attığım temellerini özlüyorum inşaatlarımın. Hepsi nasıl yıkıldı ama üstüme, hep beraber izledik.
Artık hiçbir şeye hevesim yok. Bir kaktüs bile değilim, suyumu bile stoklayamıyorum içimde. Hiçbir umudu barındıramıyorum, ümitlerimi ertesi güne çıkaramıyorum. Ölümüne kadar hayattayım. Bir gün her şey için çok geç olacağını biliyorum, bir tek bu düşünce içimde yuva yapıyor. Sözlerimi tutayım istiyorum, küfleniyor. Sevdiğim her şeyi çürütüyorum. Çiçeklerim soluyor. Sen de öyle demiştin ‘’sevdiğin her şeyi mahvediyorsun’’ üzgünüm, bunu ben seçmedim. Aksi yolunu da aradım, bulamadım.
Seninle ilgili sevdiğim sonrasında sırf bu yüzden senden nefret ettiğim şeyleri artık hatırlamıyorum. Bu dünyaya neden geldim, hatırlamıyorum.
Hayatımın ortasına bir bomba düştü, sana anlatamadım. Altından kalktım bak, diyesim var ama nasıl çöktüm görmedin. Ne kadar bekledim oysa, anlatabilmek için.
Kelimelerini nasıl özledim, seni okumayı, uyurken neler düşündüğünü anlamayı, söylediklerinden söyleyemediklerini anlamayı nasıl özledim. Zehrini içime çekip, bütün vücudumda bunu hissetmeyi özledim.
Yağmurdan sonra çıkan gökkuşağını gördüğümüz bir ev inşa ettik seninle, sonra onu nasıl yıkıp, yaktık. Oturduk izledik. Bu bizim eserimizdi sevgilim.
Tekleyen kalbim göğsümde sıkışıyor, zorlukları karşılayamıyorum. Titreyen, kupkuru ellerimin arasından kayıp gidiyor her şey. Ezberimde birkaç cümle, günleri bu şekilde bitiriyorum. Bazı şeylerin bu kadar olması canımı yakıyor. Bu gerçeklik geceleri üstümü açıyor, çok üşüyorum.
Başka başka yollara giriyorum, inan bana çok uğraşıyorum. Hepsi sana çıkıyor. Artık kaderci miyim bilmiyorum ama artık sadece sana olan sevgimin gerçekliğine inanıyorum.