Hayat bu olmamalı ya.
Bu kadar ucuz olmamalı.
Tutunmaya çalışırken yerle birleşmemeliyim.
Bir sürü kabuk bağlamayan yara, ütopik düşünceler, uyutmayan geceler.
Her gece tavanda yeni bir şey farkediyorum, o kadar da kötü değilmiş.
Bu kadar aya, bu kadar yazıya değer.
Tam oldu diyorum, yolunda her şey, bir devrim yaratıyorum.
Yolun ortasından başladığım yere dönüyorum.
Tuttuğum her şey elimden kayıp giderken, sadece bakıyorum. Bu işler böyleyken kendi elimden tutuyorum.
Anlamıyorsun değil mi? Anlatamıyorsun da.
Biliyorum,bir zamanlar bir ev vardı.
İçinde mutluyduk, benzerdik.
Birbirimizi kırar, hırpalar sonra yine severdik.
Biz özeldik, sonra darbe yedik.
Ruhani yatalaklara hiç benzemedik.
Onsuz yaşamayı düşünemediğim birine veda edemedim, hâlâ.
Duvarlarım var, benim bile milyon kere çarptığım.
Belki bir gün neden olduğunu ben de anlarım.
Ben hâlâ senden sonra adım atamadım.
Aklında mıyım?
Eskiden bir kelimenle bile gece uyuyamazken, şimdi tek noktana hasretim.
Sen bu havaları seversin biliyorum, ama sıkı giyin çabuk hasta oluyorsun.
Seninle bir senaryo yazmıştık ama hiç çekemedik.
Kalbimizin yarım kalan taraflarıydık biz seninle.
Şimdi kalbim yok.
Dağınığım, bir yorgan gibi.
Kırgınım, saç uçlarım kadar.
Devam etmek için çok kırgınım.
İnsan kendini özler mi ya?
Kendimde değilim biliyorum. Varlığım, yokluğum bir.
Oysa ki hayatım boyunca hiç tam olmadım.
Ben çok ütopyayım size, uzak durun benden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder