27 Şubat 2023 Pazartesi

yumru

yollarım kapalı. çöktüm ortasına duruyorum.
her şey darmadağın. gürültüde kayboluyorum.
öfkem yenildi zamana. 
dolandım durdum bir şeylerin etrafında, yine geldim dizine.
feri sönmüş gözlerimle bakıyorum pencereden dışarı.
kaç kez gördüm o günbatımlarını. 
iki çocuğun dünyası karıştı birbirine. ben ayırmıyorum. 
ayırdın mı sen, doğru söyle?
ne olacaktı anlasaydık dünyanın yuvarlağını. benim dünyam dönmüyor.
beni puslu bir geçmişe bıraktın mı?
sen yoktun, sen oldum, giyindim acılarını.
ben oldum, döndüm kendime, yaşlandım, kısacık kaldı ömrüm.
bu muydu gerçek? hafızamı kaybetsem unutmayacağım bir hikayeyi sınavım mı bellemeliydim? geçince mutlu mu olacaktım? geçmiyorum. ne olursa olsun, ben bu hikayeyi bir sınav bellemiyorum.

zaman geçiyormuş, önüme takvim sayfası düşmüyor.

perdelerini kapattın mı doğan güneşe?
yoksa hala bir yaz gecesi rüyası mı düşündüğün? üstüme döktüğün o yıldızları bir bilsen nasıl özledim.
yoksa hala, beter mi geceler? 
bende bir güz özlemi, geçmiyor içim izinden.
yüreğim ağzımda, yaşadığımı sanıyorum.
bir yumru, oturdu içime.
her şey biriciktir.
kendinden başka doğrusu olmayan bu sevdayı hala göğsümde bir madalyon gibi taşıyorum.

bu dünyada ağzından çıkan hüzün koskoca bir ağıt olup yerleşiyor içime. güzel sözlerinde çocuklar doğuyor. 
kirpiklerinde yeni bir hayat vukû buluyor.

ben şimdi boşluğundan sesleniyorum sana; içimde çiçeklenen yokluğuna, sana sesleniyorum; gelmedi mi vakti, gerçek bahçelere gözle görülür çiçekler ekmenin?

ben sana veda edemem.
sen biriciksin, biriciğimsin.
 

23 Şubat 2023 Perşembe

kalbim

 ''belki artık vasiyetimi yazma zamanım gelmiştir.
omuzlarımın ağırlığıyla battığım suda boğuluyorum. ve sadece susuyorum. hepinize. artık tek kelime edecek halim yok. her şeyi kabul etmenin ağırlığıyla batıyorum. hangi birinize nasıl veda edeceğimi de bilmiyorum. zaten artık veda nasıl edilir bunu da bilmiyorum.

her gün benden eksilenlerle yaşamanın barbarlığıyla yazıyorum bütün bunları. iflasın eşiğindeyim. sonsuza kadar böyle atamazdım. seni daha fazla sıkamazdım. bir daha da asla böyle atmayacağım, bunu biliyorum ve artık bundan acı duymuyorum. bu kadar sıkışacağımı bilseydim, bir yerim olsun istemezdim ama yine de bu bedende tattığım birçok duyguyu tanıdığıma çok sevindim, kendi çapımda. bu kanı temizleyemiyorum artık, bırakıyorum neredeyse orada kalsın. bensiz de yaşamayı öğrenirsin ama ne kadar insan kalabileceğini kestiremiyorum.'' derdi kalbimin bir dili olsaydı.

yalvaracak bir ilah olsaydı geçer karşısına avazım çıktığı kadar bağırırdım. iyi olduğum özüm o kadar diplerde kaldı ki, dibi yanık bir tencereyim. bahtım da dibimle aynı kaderi paylaşıyor; kapkara.

dişlisi olamadığım o çark dönüp bana batıyor. 

bütün bu acılardan gocunmuyorum, bariz bir şekilde dayanamıyorum.

5 Şubat 2023 Pazar

bi' bitmeyen gece

 kendime artık cümleleri tüketmek için yalvardığım şu günlerde, bana bıraktığın kekremsi tatla devam ediyorum yollarımı tek başıma yürümeye. 

aşamadım senin dikenlerini, kendi yollarıma örülmüş dikenleri açmaya çalışırken her yerim çizildi. kocaman bir yokuş bu, sabahın kör vaktinde tırmanıyorum, denize bakan o uçta artık sen yoksun. 

kazandın mı bana açtığın savaşını? bütün insanlığa olan hıncını çıkarabildin mi benden?

ben bu hikayenin fiyakalı kaybedeniyim, beni sana rağmen sende yaşatamadım. sen, beni sana rağmen sende yaşatamadın. 

bir kere daha kaybediyorum, bildiğini sandığım ama asla bilmediğini farkettiğim bu hikayenin sonunda. 

kök salamadım senin küf tutmuş topraklarına. onca su ziyan olmuş.

puslu ve karanlık gecelerin ardında kaldı hatıralar, neyi, ne için koyduğumu hatırlamıyorum artık.

kızarmış dudaklarımla cebelleşiyorum hala seninle, yarım yamalak ve nefessiz kalarak uyandığım gecelerimde.

yeni anlıyorum, bu hikaye aslında belki yanar diye sobaya kömür koymakmış. yanmadı. 

kestin sesimi, sana olan sevgimi aldın benden. korkular yerleştirdin. hiç de anlamadım, sen ne zaman bu hale geldin? 

önünden geçme cüretinde bulunduğumuz her eve kitledin beni. seninle ölücem sanıyordum, beni senin öldürdüğünü farkedene kadar. bir kere bile kutlamadığımız yaşıma gömdün beni.

sensiz sevinecek bir şeyim yokken, seninle sevindiğim şeyleri bile bırakmadın bana.

bunca şey aldın işte benden, n'apıcaksan sanki.

 çenemi titreten, ellerimi yakan soğuklarda sana, senin bilmediğin bir dilde konuştuğum için n'olur kusura bakma. yaralarımız benzer sandığım günleri de, beni sevdiğini sandığım günleri de ben bıraktım artık, istersen onları da alırsın. 

kaçıncı uykumda bana kınınla koşmaktan vazgeçersin bilmiyorum ama ben her gece derin bir uyku hayaliyle koyuyorum başımı yastığa. bir gün o yataktan dinlenmiş olarak kalkacağımı da biliyorum.

bütün bedellerini ödedim seni sevmenin, sen benim içimdeki çocuğu da o yaşıma gömdün.

artık ellerin bomboş, biraz da sen ağla.