29 Temmuz 2025 Salı

 virgülleri bu kadar sevdiğimi bilseydim hiçbir şeye nokta koymaz sürekli nefes aldığım yerlerde, nefes aldıran cümleler kurardım. sanki birkaç önemli şey gibi bunu da geç anladım. insanların yanındayken, yanında olmadığım insanları özlemekten, bir şehirdeyken olmadığım diğer şehri özlemekten ne kadar yoruldum. bilmiyorum senelerdir aynı yara nasıl kapanamaz, nasıl ve neden kanar, her türlü merhemi sürdüm ama gel gör ki yaramın kabuğu benim dünyaya karşı duvarım oldu. ama yine de, geride durmayacağım yürümekten, yollarım sana çıkar. yaşamak yer yer keyifli olsa da, içinde sen olduğunda lunaparka döner. seni özlemek bir jeton kuyruğu gibidir.

sana iyice yaklaştığımda gördüm, gözlerinin altında biriken yorgunluğu, gülümsemekten yanaklarındaki çukurları ve yüzündeki bilimum seni sen yapan detayları. bu katılaşan dünyayı yumuşatsan bir sen yumuşatırsın. attığım her adımın izini sen daha belirgin yaparsın. 

denizin üzerindeki taşa benzedim iyice, susan ve üzerinden gelip geçen dalgaları kabul eden. bir yaz umudu, bir durgunluk isteği değil midir o taşın da içindeki? 

bu havalarda azalması gerekirken sanki artıyor gibi dalgalar, gitgide kaybolurken bir dehlizde, soruyorum kendime, yine karanlıktan mı göremedim ışığı? en son nerede duydum çıt sesini bilmiyorum, kendimi sevmeyi hatırlarken kaybetmişim duyma yetimi. acaba diyorum, dört duvar arasında pek kalmadığımdan mı yürümüyor duvarlar üzerime, yoksa gözlerine baktığımda yine adrenalin mi salgıladım da çektiğim acıyı hissetmiyorum, acı çektiğimi kollarıma ve bacaklarıma sıçrayan kanla mı farkediyorum? 

ben boyamaya başladım günleri istediğim renklere ama sen de söyle, bu duvarı hangi renge boyayalım? 

o taş var ya hani benzediğim, medcezir olduğunda, bir yerden sonra sular altında kalır. 


teşekkürler, beni bir zamanlar çok sevdiğin için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder