bir şarkıya sonradan eklenmiş sözleri bile hemen içselleştirdin de ben senin hayatında bunca zaman hep eğreti durdum.
sana yazacağım şeyleri unutacağım stresiyle yedim bütün tırnaklarımı. sense kendini öyle sakındın ki benden, sıcak soğuk oynuyor olsak buz derdi buna bir başkası olsa, sen hiçbir şey demiyorsun.
küçücük bir yerde, aman saygıda kusura etmeyeyim kaygısıyla debelendim, nefes bile alırken sana sordum. bu yaşımdan sonra kendime ait bir yer bulamadım, kendi bedenimde.
içim hava alsın diye açtığım camları kapatmaya çok yakınım. soğuyor içerisi. bir şey söyleyecek misin? her battaniye ısıtmıyor çünkü. en azından beni, sen ısınıyor musun?
sen, bana inadına uçarsın, ben de uçardım kanadıma taşlar bağlamasaydın, pencerenin pervazına konduğumda.
beklemekle gelmiyor her zaman can simidi. bekleyerek bitiyor ama bazen can özellikle de pamuk ipliğiyle bağlıysa.
kabul, belki kaçınılmaz olan çok fazla şey vardı bu hikayede ama bizi bıraktığın ummanda boğularak ölmemiz de mi kaçınılmazdı? sen yüzme biliyorsun, ben senden sonra bildiğim her şeyi unuttum.
sen bizi bir kitabın arasında kuruttun. sen dilinde bu baya bir şey demek, ben dilindeyse beni iki sayfa arasında nefessiz bırakmak, demek artık. bu uçurum muydu bana reva gördüğün?
en üşüdüğüm yazdı bu, en beğenmediğim yazgımdı bu.
kaç sayfa vardı hatıra defterinde beni yazdığın? kaç gece uyandın nefes nefese? kaç gece uyumadın, rüyanda görme diye.
sana verdiğim ipleri, boynuma mı dolasaydım acaba?
çiçekler dönerken yüzünü güneşe, sen neden bana sırtını döndün?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder