Senin için kaç cümleyim? Doğru tonlamayla okumak çok önemli bu soruyu.
Kaç şişede unutursun beni? Unutur musun beni?
Kaç saatlik uykudan hiç olmamışız gibi uyanırsın? Sen de aynı soruyu mu soruyorsun kendine?
Atomu parçalıyormuş gibi stresliyim haftalardır. Ben atom olsaydım, beni parçalamaya çalışan şeyin stresini görüp, biraz insiyatif alırdım. Nitekim halim öyle.
Papağana benzedim seninle biraz, o güzel ağzından çıkacak iki kelimeye baktı her şey. Sonra her gece ettiğim dua oldu ne istediğimi hiç sorgulamadan, çünkü benimle aynı uykuya dalıyordun, buydu bütün isteğim. Senin isteğin, benim dualarımdı.
Kulaklarım kapalı artık. Ellerim bir tek sana, biraz havaya ve sana…
Kusura bakma bazen üç noktalarım için, utanıyorum.
Buradan uzaklar nasıl cazip biliyor musun, biliyorsan 6ya bas.
Güneş de kar toplayabilir, gel dediğin an!
Birbirimize anlattığımız hikayeleri sen daha kaç kere dinleyebilirsin, kaç kere anlatabilirsin?
Ben her seferinde ilk kez dinliyormuş gibi bakarım o her şeyin mümkün olduğunu hissettiren gözlerine.
Hoşlanmazsın kalabalıklara oynadığım hallerimden, oynamasak da bilmiyorlar mı sanki, kaç kere karşılaştılar bizimle? Nasıl peşimizden geliyorlar, farketmiyor musun? Hep bunu aramışlar!
Sen çaldırıp kapatma, sen de aynı şeyi aramadın mı, hatta aramadan bulmadın mı?
Sana bir güz düşündüren gecelerde, kapıda bekleyen hayallerin, zili çalmadı diye orda değiller mi sanıyorsun?
Azıcık tut elimi, biraz da sarı sabır; yağmur da diner, gözyüzü de gülümser hatta azıcık da inanırsan güneş bile bizi takip eder.