korkularım güzel yerde ikamet ediyormuş, bir de üstüne taşınıyorlarmış. üzerlerine yürüdüğümde öğrendim. şimdi kursağımın yerini kendim dahil her şeye unutturmaya çalışıyorum. hiçbir şey artık oraya dönemez. sahip olduğum ya da olacağım hiçbir şeyin yuvası da orası olamaz. attığım demiri tekrar çekiyorum, yelkenleri de açıyorum.
favori santraforumla sözleşme görüşmeleri yapıyoruz, umarım bonservisini de alırım. takımımın yeterince güçlü olduğuna inanıyorum. o yüzden transfer defterini kapatıyorum.
bazı anlarda buluyorum kendimi bazen; mutluyken mutsuz şarkılar dinlemenin bile yıkamadığı o müthiş anlarda. sonra diyorum, ben buraya kolay gelmedim. o şarkılarla yürüdüğüm yollardan geçtim. engebeli, inişli çıkışlı bin tane yol. bu yolların sonu yabancılara gülümseyebildiğim bir yere çıktı, kilitli kapılar açıldı.
doğduğum yerin dilini unutmuştum, şimdi öğreniyorum tekrar. öğrenmenin sonu yok.
ben nereye gidersem gideyim, yanımda birçok şeyi de beraberimde götürüyorum. benimle gelen benden de razıyım artık. bensiz elem bana. bazı üzüntüleri de bilerek alıyorum yanıma, kırbaç niyetine; dümdüz, pirüpak bu yolda yavaşlarsam diye. bütün bu üzüntülerin, bu kötü hislerin çoğu da öncesinde iyi hissettirmişti. o yüzden hala buradalar. bazı terk edilmeler hiç unutulmayacak ama yaşanan kavuşmalardan da daha akılda kalıcı olmayacak. hatta bazı kavuşmalar da hiç yaşanmayacak artık ama önemli olan terk edilmenin olmamasıydı. orası da vicdan muhasebesidir artık.
özlediklerimi hiçbir yere bırakmıyorum, şunu tut diye iliştirmiyorum bile bir ele. onlar hep benim. artık çok fazla kaçmak da istemiyorum, gideceğim yere varabilmek ve oralarda konaklamak istiyorum. buralara gelirken bazen de yüzerek geldim, bahsetmiş miydim? ben iyi bir yüzücüymüşüm aslında. her dalgadan sağ çıktım.
şimdi kadehimi iyiliğime ve güzelliğime kaldırırken merak ettiklerimi de öğrenmeye karar veriyorum.
insanın iyileştikçe iyileşesi geliyormuş gerçekten de. kızarıklıklarım bundandır, iyileşen yaralar kaşınır. hangi masaya otursam iyileşmeden kalkmıyorum. bugün de korkularımı gömdük. bir daha korkmak yok.
insan da bir tuhaf aslında. bütün koşullar oluştuğu zaman güzel bir çay içtiğinde bile hayata karşı bir heves duyup, her şeyin yoluna gireceğine dair bir umut ışığı yakalıyor.
tekrarlıyorum kalbim,
‘’bu akşam da gönlümüzce bitmediyse gün, suçun yarısı bizim yarısı günün.’’
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder