şimdi artık daha iyi anlıyorum inanma ve tutunma ihtiyacını. kaybettiklerimin anlamsız bir yerde yok olmasından ziyade, onlara sahip çıkan bir büyükleri vardır inancı bana iyi geliyor. buna saygı duyuyorum. en azından artık başka bir yerlerde varolanların gözardı edilmediği fikri sıcak bir yaz günü hissiyatı veriyor.
geleceğimin, geçmişi kurcalayıp kısa devre yapan yerlerini bulup düzeltirsem daha iyi olacağına dair inancımın tohumlarını ne zaman ve neden attım bilmiyorum, her tohum iyi bir tohum mudur bilmiyorum ama suluyorum. sanırım artık daha güzel hatalar yapmak istiyorum, kalbim hep aynı yerden kırılmasın başka yerlerinden de kırılsın, oradan da bir dal yeşersin diye uğraşıyorum. istemediğim fiziksel bir rutinin ruhen gerçekleşiyor olmasını kabullenmekte zorluk yaşıyorum o yüzden bunu kırmak istiyorum.
hesaplarıma göre, bugüne kadar gelen hayatımın her dakikasını iyileştirmeye çalışırsam, bir bu kadar daha zaman kaybederim. en güzel günlerim tam olarak hangi günlerim? bunları artık bilmesem de olur gibi geliyor, seneler sonra dönüp elbet bakar ‘’ne güzel günmüş’’ derim. bugünün nasıl bir gün olduğundan çok, bugün hala nefes alabiliyor olmakla ilgileniyorum. yeni farkediyorum ama sanırım hala yaşamaya karşı bir iştah duyuyorum, öyle ya da böyle.
bugün biraz, ne olursa olsun değişmeyen sevgileri düşündüm. büyürken değiştirdiğim, değişimine şahit olduğum her şeye adapte olabilmenin, doğarken gelen bir yetenek olduğuna inanıyorum. kim bilir daha nelere inanıyorum ama henüz haberim yok. artık her şeyi kurcalamak istemiyorum. vidalarımı açsam, tekrar monte ederken zarar veririm diye korkuyorum. içimi açtıkça, içimden çıkanları koyacak yer bulmakta da zorlanıyorum bazen. kendime uzaktan bakarak yaşıyorum zaman zaman, iyi geliyor. birlikte yaşıyoruz diye, yaşadığım her şeyi sürekli anlamak istemiyorum. yeri geldiğinde zaten biliyorum.
şimdi ben artık büyüyorum, çocuk olduğum zamanlarımı da daha dünmüş gibi hatırlıyorum. her şey benim için çok yeni ve heyecan vericiyken toy halimle her şeyi yaptığımı da biliyorum, bildiğim her şeyi yaptım. bilmek istediklerimi öğrendim, uyan yapboz parçalarını aldım tenime dokudum. zamanında sığındığım kitaplarımı tek renge boyarken, şimdi o kitaplara 3 boya ile sarılabilmenin heyecanını yaşıyorum. ve şükrediyorum, az biraz konuşabilmeye, anlamaya, anlaşılmaya ve anlaşabilmeye. her yeni yılda da bunlardan başka dileğim yok artık. şahitlerimi seviyorum, yaşanmış ve yaşamış oluyoruz böylece her şeyi.
insanın kim olduğunu tutamadığı sözler belirlermiş, bir kitapta okudum. dilerim, tutmaktan vazgeçtiği sözlerin çevresel faktörlerle ilgili olduğunu hiç unutmayalım. artık yepyeni bir sözüm var tutmak istediğim.
büyürken oluşan tahribatta içimin rutubetlenmiş olabileceğini anlıyorum. kuruyan heveslerimin zamanı geldiğinde yağacak bir yağmurla tekrar filizlenebileceği ihtimaline kapımı kapatmıyorum. çoğu şeyi unutmak için eğittiğim kendimin, lüzum olanları da hatırlamamasına içerlemiyorum. ömrümün hatrı sayılır bir süresini her şeye ve herkese rağmen sevgiyle yaşadığımı, sevgiyi merkezime alarak adım attığımı biliyorum.
her yıl için tek hedefim, tutmak istediğim tek söz var artık, kendime bile çaktırmadan heves ettiğim; vaktim kadar yaşamak.
niyet ettim, gök gururlansın benimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder