güzelim, seni o kadar çok özlüyorum ki.
bedenim hatırlıyor hep geçen sene bugünleri. şu saatte ne yapıyorduk, 2 saat sonra ne yapıyor olacaktık. ne zaman ağlayacaktık beraber ve ne zaman gülecektik. bunların hepsini düşünüp duruyorum. hayatımda ilk defa eminim, hiçbir şekilde değiştiremezdim, ki allah biliyor ne biçim uğraştım. toksik pozitif oldum da olumsuz hiçbir şeyi aklımın ucundan geçirmedim. hayatımın hiçbir evresinde bu kadar pozitif bir dönem yaşamadım. şimdi sensiz devirdiğim şu günlere yaşamak diyorum.
her şey o kadar saçma ki, sensiz de yaşadım ama sen yanımdayken aldığım nefesin bir heyecanı vardı sanki. senden sonra hiçbir şey olmasın istedim, hiçbir şey olmasın ki sen bir şeyleri kaçırmış olma.
önceden olduğu gibi gözünü benden ayırma ki, eğer yanlış yaparsam gözlerini açarak bak bana ki doğrusunu yapmaya devam edeyim istedim. şimdi inanır mısın, gerçi inanırsın en çok sen inanırsın bana, hala sana güvenerek atıyorum bütün adımlarımı. artık kabız olan ve ilerleyişi mikroskopla görünebilen hayatımda hala en çok sen güldürüyor, en çok sen hissettiriyorsun yaşadığımı bana.
ellerin ne güzeldi senin, küçücük ve pespembe. o küçük ellerin benim hayatımı sıkışık bir yerden aldı da, bağlara bahçelere koydu. şimdi sensiz bütün güller de soldu. en ufak taşa takıldım düştüm, küçücük ellerin meğerse ne güçlüymüş çekti kaldırdı beni. saplandım bir çamura da, bekledin yanımda çıkalım diye. biz ne güzel çocuklardık, beraber nasıl da yükseldik göklere.
alıştırdın beni bütün bu anlaşılmaya, sevilmeye ve yan yana oluşlara. sensizliği de seninle halletmem lazım.
umarım sen de bensizliğe alışmamışsındır da, ayırmıyorsundur gözlerini üstümden,
seni her zaman çok seven ben.