ne kadar da konuşmadan anlaştık. ne kadar da tek kişiydik aslında bu ilişkide. sen tek başınaydın beni de tek bıraktın. uykunu alıp alamadığını bile merak ediyorum mesela artık. bazı veballer uykuyla ödenir çünkü. yapmadığım yanlışlarla geceleri sabah eden benim ama. tam toparlamışken yeniden dağılan, ki temelim sağlamdır senelerdir atıyorum. çıt sesini duyan, küskünlüğümle bir başıma kalan, bu kötü hisleri iyileştirmeye çalışan benim.
nasıl sevdim seni, yeni doğan bir kalp gibi, ki biraz da öyleydi aslında. teşbihte mübalağa olmaz.
senden sonra daha da boş gelen hayatımda, bir gün bir kitapçıda çengel bulmaca kitaplarına bakarken nefret etmeye başladım hayatımdan. doldurmaya çalıştıkça altı delik olan bir şeye dönmüş hayatım. farketmek de korkunç vurur bazen. bilmiyorum beni neden sevmedin ama inanır mısın sadece bunu meşrulaştıramıyorum, diğer kötü şeylere çoktan ikna oldum.
okuduğum, izlediğim her şeyi kulağıma küpe yaparak buraya kadar getirebildim hayatımı. şimdi az biraz kendimi bilirken bile bir yabancıya bakar gibi bakıyorum aynaya. bu sefer kendimi ikna etmeye çalıştığım konu başka; bir daha kimseyi böyle sevmeyeceğim.
kesin konuşmayan otobüs şoförünün yarattığı kaygı gibiydi; binmiştik ve gidiyorduk. yolumuz açıktı. vurulmaya yüz tutmuş ketler bile utanıp yok oluvermişti yolumuzdan ta ki sen dönüşene dek bir kete.
sen benim, seni anladığım her yerden kırdın kalbimi, her açıdan büktün belimi. gereksizdi, konuşmak da anlamsızdı, ben zaten kabullenmiş her şeyin zamanını beklerken o hançeri bana saplamana ne gerek vardı? her şeyi iyileştirebilmenin yarattığını somuta geçirmeye çalışırken ben, sen beni gücendirdin. beni neden gücendirdin?
bu ilişkiye dair her şeyi bana bıraktın; gücenmeleri, istenmemeleri, kovulmaları ve bilimum kötü hisleri. sen beni olmadığım bir mesleğin erbabı yaptın ya, ki ben kolunda birden çok bilezikle gezen biri, sadece buna uyamadım.
sen dönünce, bunların hepsini sana dökeyim de çözelim diye bekleyen de benim. ben biraz başladım iyileştirmeye ama, iyileşmemiş bir şey bırakamıyorum hayatımda artık. sanmıyorum alınırsın.
neden, nasıl, niye, gerçekten nasıl geldik buraya bilmiyorum anlayamadım, herhalde anlayamayacağım gibi de ama, çok kıymetli sözler çınlıyor ya şimdi kulağımda;
“seni kimse böyle sevmemeli.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder