4 Şubat 2025 Salı

 takımda oyuncu eksikliğinden dolayı ligden çekilmek zorunda kaldım. 

omzumdaki yüklerimden arınamıyorum onlar aslında benmişim. kendimden sıyrılamıyorum aksine kurşun gibi sıyırıyorum kendimi sürekli. bu da hayatımda ıska geçen şeylerden biri. istemiyorum herhangi bir şeyi artık anlamak. her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği gibi, her şeyi anlamaya gayret göstermenin de yok etmesi var. bana acemiler için yaşam rehberi lazım. ben daha fazlasını yapamıyorum. yaptıklarımın da muhtemelen bir yeri yok. kalp kırığıma yer bulamıyorum. kursağım da dolu zaten. hevesler bir yaştan sonra bana yakışmıyor galiba. bana yazılanı oynamaya devam edeceğim belli ki, bana büyük gelen rollerin insanı değilmişim. bu hayatta kendime bir yer bulamıyorum. hüznün karnımı doyurduğu günlerimdeyim. 

sana olan aşkımı aldın bana sapladın. bilmeni nasıl isterdim; gülüşünün içimde yaktığı ışıkları, saat 7de buluşacağımız zaman saat 3te çocuk gibi sevinmeye başladığımı. bir o kadar da bana hissettirdiğin korkunç hisleri de sana vermek isterdim. akşamüstlerinde bile seni rahatsız etmeyeyim diye parmak uçlarımda yürüdüğümü farketmiş miydin mesela? sus dediğin her şeyi, kendi içimde bile konuşmadığımı. 

yüzüğüm mesela yakışmıştı masana, sen nesini beğenmedin, duruşunu mu? 

senin için susmaya o kadar alışmışım ki, seni yazarken de zorlanıyorum. okumayacaksın bile. biranın köpük bıyığını siler gibi, hızla kurtulduğun bizi bir daha düşünmezsin bile. ben beraber yükselmenin derdindeyken, sen tek başına saplanmayı neden tercih ettin hiç anlayamayacağım. 

tanrım sana da inanılmaz kırgınım, yine inancımı sorgulattın bana. en önemli inancıma, beni bu hayatta tutan tek şeydi sevgiye olan inancım. bırak o kalsın bari. samimiyetime mi inanmadın bilmiyorum ama bunlar bana iyi gelmiyor. biz seninle böyle konuşmadık ki. bir kere de ben yazsaydım kendi kaderimi ne olurdu? artık sadece kendimi değil, seni de suçluyorum. 

dayanıklılığım düşüyor, rüzgara karşı direnen bitkinin yüzünü kara çıkarıyorum. 

yanlış sevilen yalnız çocuk hikayem de gerçekten klişeleşmeye başladı. bu rolden çıkmak için de deli gibi çırpınıyorum, aksini iddia edemeyiz. çırpındıkça da daha çok saplanıyorum. hayatım artık çamur hissi veriyor. 

kilitli kapılar açılmamış, ben yanlış anlamışım. ben dışarda kalmışım, kapılar daha da kilitlenmiş. 

kaç kaşık suda boğulduğumu saymıyorum artık, kaç kere boğulduğumu da. taşikardi kaderim miymiş? 

ben çiçeği kolay yetiştirmemiştim de, sana dermek istemiştim. 



hadi son kez;

‘’bu akşam da gönlümüzce bitmediyse gün, suçun yarısı bizim yarısı günün.’’

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder